31 Aralık 2016 Cumartesi

Mutlu Yıllar

  İyisiyle kötüsüyle, hastalığıyla sağlığıyla, sıkıntılarıyla mutluluklarıyla, gülerek ağlayarak bir yılın daha sonuna geldik. En önemlisi geriye dönüp baktığımızda pişman olmayacağımız şeyler yaşadığımız bir yıl bittiyse çok şükür. Pişman olduklarımız varsa da umarım dersimizi alıp tekrarlamayız...

  Benim için 2016; Atandığım, bütün bir yaz seminere gittiğim, seminer bitince ev arama telaşının başladığı, daha sonra eşimden ayrı Şanlıurfa'da yaşamaya başladığım ama en önemlisi şahane bir aileye ve şahane bir kocaya sahip olduğum için 2016 yılının şanslı insanlarındanım bence :)

 


Bütün dileklerinizin kabul olduğu, mutluluğun, şansın ve huzurun sizinle olduğu bir 2017 yılı diliyorum herkese :)


Bye Bye 2016 ...

29 Aralık 2016 Perşembe

Bioblas ile saç dökülmelerine son :)

 Başlıkta tam bir gazetenin manşeti gibi olmadı mı :) Yok yok benim öğretmen değil gazeteci olmam lazımdı :) Düşünsenize bol bol dedikodu :) Belki bir gün bir gazetede köşem olur belli mi olur bu hayatta :)) Dinimiz amin :)


   Neyse hemen esas konuya geliyorum...

26 Aralık 2016 Pazartesi

Mavi Lens merakım

   Eski bir arkadaşım mavi lens kullanıyordu. Bir gün bende deneyeceğim dedim. Ve denedim. Başkasının lensini denemek çokta sağlıklı değil biliyorum ama ne yapayım merak işte :) Odanın ışığı loştu fakat  aradan 6 ay geçmesine rağmen nedense son 1 aydır aklıma çok takıldı . Lens ile uğraşmak çok zor biliyorum. Sürekli damla damlatmak gerekiyor. Uyumamak ağlamamak vs gerekiyor. Ama sanırım kafayı aşırı derece Lens almaya taktım.
 

 


Bu konuda bilgisi olan birileri yardımcı olabilir mi ?

Not: Şaşı değilim telefon çok yakınımdaydı ve selfie çekiyordum :) 

25 Aralık 2016 Pazar

Kahve Dünyası

  Bazen yalnız oturup bir elinle kahveni yudumlarken diğer elinle kitabı tutup okursun ya hani bu hafta sonu benim için öyleydi. Kimi zaman yalnız kalmaktan şikayet ederken kimi zamanda ahh bir yalnız kalsam deriz. İşte buradan da anlaşıldığı üzere insanları anlamak çok zor :) Hele birde bayanları :) Sözüm meclisten dışarıydı desem kurtarabilir miyim acaba kendimi ? 
  

    

22 Aralık 2016 Perşembe

Oda Parfümü seçimim...

   Oda parfümü dediğime bakmayın oda değil aslında benim için Sınıf parfümü seçimi diyebilirim. Öğrencilerim sınıfta sıktığım oda parfümü kokusunu çok sevip mutlu olduklarını görünce bende düzenli kullanıyorum. Hem onlar mutlu oluyor hem de sınıfım mis gibi kokuyor. Biliyorum bu aralar her yayınımda öğrencilerimden bahsediyorum. Neden derseniz Kocişim Alanya'da Ailem Çanakkale'de bense onlardan çok uzakta olunca bütün sevgimi vaktimi onlara ayırmayı seviyorum.


    Sevgi yuvamda sınıfımda kullandığım oda parfümüne gelince tercihim İnstagram üzerinden temin ettiğim, kargo ile çok hızlı bir şekilde gelen vanilyalı oda parfümüm :) Vanilya kokusunu nedense hep sevmişimdir. Bu yüzden oda parfümümüzü de biz çok sevdik :) Tavsiye ederim :)



Parfümümü instagramdan @ekozkozmetikten edindim. link olarakta almak isteyen olursa ; https://www.instagram.com/ekozkozmetik/





Hemen sınııfımda masamda yerini aldı :) Hoş kokulu akşamlar :)



21 Aralık 2016 Çarşamba

Fırında Nefis Kuşbaşı :)

  Ben Şanlıurfa'da yaşamaya başlamadan önce eşimle birlikte haftada 4 gün spor salonuna gidiyorduk. Haftada 2 günde halk oyunları kursuna gidiyorduk. Birde üstüne tam gün çalışıyorduk. E hal böyle olunca pratik yemekler olmalı. Eve gelince kolay yapılabilecek lezzetli sağlıklı yemek arayışlarım nedense hep "Et" ile sonuçlanıyor. E birde bu kadar pahalı olmasa kahvaltıda da kavurmalı yumurta yapardım herhalde :) Şu an bunları yazdıktan sonra düşündüğüm şey ise ben şuan köy okulunda öğretmenim. Öğrencilerim sadece düğünlerde et yiyorlarmış, o da genelde pidedir. Balık yediniz mi hiç dediğimde 3-4 tanesi parmak kaldırdı. 2'sinin yediğini düşünmüyorum. Bir tanesi de babası İstanbul'da yedirmiş. Bizim köyün erkekleri genelde başka şehirde çalışmaya gidiyor. Neyse şuan Çok şükür halimize her şey elimizin altında. Her şeyin tadını biliyoruz...

   Neyse sadede geleyim yazımda benim sevdiğim iki lezzeti bir araya getiren tarifime birde fırın lezzeti eklenince yemede yanında yat oluyor.

18 Aralık 2016 Pazar

Akasya "Beyaz Fırın"

  Bir ay önce İstanbul'da eşimle buluştuk 9 haftalık hasret sonunda. Zamanın durmasını isterken tersine daha da hızlı bir şekilde geçti. Güzel şeylerden bahsetsem daha iyi olacak sanırım. Beni tanıyanlar hafta sonu kahvaltılarımın ne kadar özel olduğunu da bilen kişilerdir. Ve hele birde pazar günü eşimle İstanbul'ysam...

  Akasya avm'nin içinde yer alan Beyaz Fırın'a daha önce gidip oturmuştuk çay vs. içmiştik ailem ile birlikte. Gelen insanlar, güzel bir ambiyansı olan nezih huzurlu bir yer olarak belirlenmişti benim için. İstanbul'a gittiğimizde de Akasya avm yakınlarındaydık ve çokta fazla vaktimiz yoktu düşünmeden kahvaltı için gittik. Menüsünde Serpme kahvaltı tarzında yoktu bizde kendi serpme kahvaltımızı seçtik.

Canan Tan "Pembe ve Yusuf"


   Canan Tan bir kitap yazdıysa eğer sende kitap okumak istiyorsan eğer kitapçıda boşuna dolanmana gerek yoktur. Mutlaka diğer kitaplarda değerli benim için ama Canan Tan okumaktan asla vazgeçmeyeceğim sanırım :) Girdiğim kitapçıdan alıp çıktım.


17 Aralık 2016 Cumartesi

Ahmet Ümit "Bab-ı Esrar "

   Ahmet Ümit'in kitaplarını okuyan çok insan görmüştüm. Benimde okuma zamanım gelmişti. Önce "Beyoğlu Rapsodisi" kitabını okudum. O kitapta güzeldi ama 2. okuduğum kitabı "Bab-ı Esrar" daha çok ilgimi çekti. Kitap yorumlarını okudum. Birkaç yorumda bilgileri araştırıp direk vermiş deyip olumsuz eleştirmişler. Beni bilgileri nereden nasıl bulduğundan çok beni geliştirip geliştirmediği ilgilendiriyor. Ben yazılanların %95'ini bilmiyordum. Ve bu açıdan beni aşırı geliştiren bir kitap oldu.

12 Aralık 2016 Pazartesi

Dondurmacı Zeki

  Ben Şanlıurfa'nın bir köy okulunda sınıf öğretmeniyim. Şanlıurfa'ya ilk geldiğimde her şey iyi güzel hoştu. Ama sevdiklerinden uzakta yaşamaya devam ettikçe 1 hafta tamam 2 hafta tamam derken zaman geçmek bilmiyordu. Hala da hızlı geçtiği söylenilemez. 15 tatil için şafak saydığım doğrudur. Neyse Şanlıurfa'da zaman geçirebilmek için okulum öğretmenleriyle geleneksel cumartesi buluşmaları yapıyoruz. Bu haftaki buluşma duraklarımızdan biriside "Dondurmacı Zeki" idi.

   Dondurmacı Zeki'ye daha önce gitmemiştim. Önünden geçmiştim. Fakat dikkat etmemiştim. Neden derseniz girişi çok sıradan bir yer. içeri girip arka tarafa gittiğinizde ise nasılda samimi bir ortamı var. Ambiyans olarak baktığınızda verdiği mesaj ise yıllardır varız biz bu işte ustayız mesajı var. Çok fazla fotoğraf çekmedim ama bir kareden anlayacağınıza inanıyorum.

2 Kasım 2016 Çarşamba

Bir kaç Şanlıurfa tatlısı günlüğü...

Kesinlikle bana Şanlıurfa'yı özletecek bir kaç şeyden biriside tatlıları. Hele birde meşhur yerde yiyorsan hani bir deyim vardır ya yemede yanında yat diye. Gerçekten yerken bitmesin diye dua edip bir an önce yemek içinde kendinle yarışıyorsun.

  Önce adını duyunca güldüğümüz aslında gülünecek bir şey olmadığını bildiğimiz halde yine de güldüğümüz tatlı; Şıllık tatlısı...

20 Ekim 2016 Perşembe

Zencefil Cafe

 Bir kafeye gidiyorsam benim için en önemli kriter kesinlikle bana huzur vermesi oluyor. Ve geçtiğimiz günlerde Alanya'da gittiğim Kafelerden bir taneside "Zencefil Cafe" idi. Ve bu kafe benim için huzur verme kriterini 100 puan üzerinden 98 puan ile geçti. Ki belki daha da çok olabilir puanı. Masalar çok modern tarzda seçilmiş gerçekten ama beni en çok etkileyen sunum oldu.
Şu sunumun güzelliğine bakar mısınız !!!

8 Mayıs 2016 Pazar

Uzun zamandır aradığım sağlıklı tatlı PARFE...


  Tatlıya bayılan birisiyim. Ama spor yapıp sağlıklı beslenirken ne baklava yiyebiliyorsun ne de başka bir tatlı... Yiyebilirim aslında ama yediğim zaman vicdan azabı çekiyorum. Bir tane baklava için yürüyüş bandında ekstra 15 dakika terleyip yorulmam gerekiyor. O yüzden yemekten hep vazgeçiyorum. Eve misafir geldiğinde de kek yapsam olmaz börek yapsam olmaz. Derken araştırırken Parfenin tarifini buldum. Hemde o kadar çok kalorili değil. Yani ekstra 15 dakika değil 5 dakika yürümem yeterli olacak derece de daha sağlıklı. Hemen yaptım. Ki misafirlerimde bayıldı. Ha bu arada tarifi sağlıklı olacak diye bisküvisini değiştirdim. Tariflerde burçaklar gofretler varken benim kullandığım bisküvi tükettiğim Mavi-yeşil şeker ilavesiz bisküviydi. Çok mutlu oldum. Sizde denemelisiniz yapımı ise 10 dakika sürdü sadece.

  Uzun süre uğraştıracak ve bol kalorili tatlılardan kurtuluşunuz kesinlikle Parfe olmalı. Benim öyle olacak bundan sonra...


İsteyen olursa tarifi seve seve verilir. Sağlıklı besinler tüketelim mutlu olalım....

27 Nisan 2016 Çarşamba

Dim Mağarası ziyaretimizden kareler.




Hafta sonu eşimin okulundaki öğretmenler ile kahvaltıya Konak Tepe Restorana gittik. Açıkçası tat olarak benim damak zevkime çok uymasa da fena değildi. Ama samimi kötülük  düşünmeyen içten insanlarla bu masayı paylaştığım için çok mutlu oldum. Eğlendim. Etrafınızda iyi insanların olduğunu bilmek güzel bir duygu....

    Güzel insanlar ile güzel muhabbet masamız işte böyleydi... Kahvaltımız bittikten sonra biz Dim mağarasına gitmemiştik ve yaklaşık 2 kilometre uzağımızdaydı. Gitmesek olmazdı. Güzel ağaçların arasında dağ yoluna arabayla gidip 5 dakika da ulaşmak istesek ulaşabilirdik ama tabiki de biz kolaya kaçmayıp yürümeye başladık. Kahvaltıda aldığımız kalorilerden sonra çokta iyi oldu. 10 kişilik grubumuz ile yürümeye başladık. Çokta uzun sürmeden Dim Mağarasına geldik. Hemen girdik ve merdivenleri açıkçası çok fazlaydı 350 mt. kadar aşağıya indik. Ve açıkçası çok tehlikeli yerler vardı. Çünkü yerler ıslaktı. 


18 Nisan 2016 Pazartesi

ALANYA PARK ORMAN RESTAURANT KAHVALTIMIZ....


  Cumartesi ve pazara hafta sonu diyoruz ama bana psikolojik olarak cuma iş çıkışı ve cumartesi hafta sonu gibi geliyor nedense. Pazar benim için üvey evlat. Pazarların tek sevdiğim yanı ise kahvaltıları. Hele birde dışarıda yapılıyorsa. Bu hafta sonu da dışarıda arkadaşlarımızla şahane bir yere kahvaltıya gittik. Yollar biraz sıkıntı olsa da Alanya'ya 15 km uzaklıkta ki Park Orman'daydık.... Ve düşüncelerimi sizinle paylaşmak istiyorum. Bir fikriniz olur yolunuz buralara düşerse eğer :)



Evet evet gördüğünüz gibi; hayvanat bahçesi, çocuk parkı, yörük çadırı, yürüyüş yolu, kır kahvesi, at çiftliği vs gibi bir sürü ortamı içinde barındırıyor. Gerçekten de hepsi vardı. Hemde bizim gibi şehirde yaşayıp kaybolmuş insanlar için ağaçların içinde mis gibi oksijen cenneti su ve kuş sesleri de dahilinde uğraması gereken bir yer. Gelelim kahvaltısına açık büfe bir kahvaltısı vardı;

YİNE GÜNLERDEN KARİKATÜR Bİ KAFE .


   Arkadaşlarımla işimizi hallettikten sonra gelenek haline getirdik. Bir yere oturup muhabbet etmeden ayrılamıyoruz. Ama benim bir sıkıntım vardı. Kahvaltı yapmamıştım ve saat 11 buçuk gibiydi. Hepsi kahvaltısını yapmış yemek yenecek yerlere gitmek istediler. Daha sonra hem kahvaltı yapabilecek hem de yemek yenilebilecek ortak karar vererek Karikatür bi kafe'ye gittik.

  Kahvaltı yapmadan geçen günlerim benim için zulüm oluyor. Kahvaltıyı hafta içi kesinlikle evde yapmayı tercih ediyorum. Bu gün yapamadım ama hazırlanayım derken vakit çabuk geçmiş ve kahvaltı yapmadan çıkmak zorunda kaldım. Kahvaltı olarak da tost istedim. Çok fazla tost yememeye yani ekmek yememeye çalışıyorum ama hiç kahvaltı yapamamaktan iyidir. Siparişim geldi ve hemen yedim.

  Dışarıda kahvaltı yapmanın benim için özel anlarımdan birisi de sunumun güzellikleri. Açlıktan ölsem de asla resmini çekip paylaşmadan yiyemiyorum. Bu güzellikleri sizinle de paylaşmam gerekiyor. İşte bu da tostum ve şahane sunumu ;





     Kahvaltı yapmadan güne başlamayın. Günün en önemli öğünü Kahvaltıdır unutmayın.....

11 Nisan 2016 Pazartesi

Buzdolabına Misafirlik börek...


  Biriktirmeyi seven bir insan olduğum doğrudur. Bir şey olursa diye elimin altında az da olsa her şey olmalı. Sıkıntı yaşamamalıyım. Fazla planlı programlı insanım. Bu huyum evlenesiye kadar benim için çok iyiydi fakat evlendikten sonra sıkıntı çıkarmaya başladı. Çalışan birisi de olduğum için akşam 8'e kadar hep bir şeylerin koşuşturması içindeyim. Yakında beynim yanıp " ERROR, Error, Erro, E....." verebilir. Ama veresiye kadar kalan sahalar benimdir.
 
   Uzun lafın kısası bir pazar günü temizliği yoksa önceden yapıldıysa bir şey yapmam lazımdı. Boş oturabilir miydim? Tabiki de hayır. Beyin çalışmaya programlanmışken hemen düşündüm. Bir misafir gelse ne yapacağım diye gelmeyecek olan ama gelecek olan misafire hazırlığa koyuldum. Ve çok kullandığım basit, havalı, sağlıklı, böreğimi yaptım. E bunu sizinle paylaşmazsam olur muydum? Olmazdı. 1 gün geç paylaşsam da paylaşmam lazımdı. Biraz kendime de pişirip yemezsem ayıp olurdu. Spor yaptığım sağlıklı beslendiğim için payıma düşen buydu sadece.






   Sizce de sunumu güzel değil mi? Birde bunun 3 renklisi varmış gelmeyecek ama gelecek olan misafirlerim gelip gittikten sonra en kısa zamanda birde onu deneyeceğim. Tarifi isteyen olursa hemen paylaşabilirim. 

  Şuan böreklerim  pişirilmeden buzluğa atıldı. Birisi arayıp geliyoruz derse çıkarılıp hemen pişirilecek. Bu da beni çok rahatlatıyor. 

   Misafirliğe gelmek isteyen olursa menüsünü bilerek gelecek oluyor şimdi :)

1 Nisan 2016 Cuma

AKSU KÖFTE-PİYAZ

    Alanya'da yaşıyorum. Ve şubat atamasıyla öğretmen olarak atandım. Yeni bir sistem ile aday öğretmenlik sisteminin yeni öğretmenlerindenim. Bu süreçte Antalya'da bir toplantı vardı ve çok güzel muhabbetle, eğlenerek gidip geldik. Buradan arkadaşlarıma teşekkürü bir borç bilirim.
 
    Toplantı sonrası dönüşte Aksu'ya uğradık. Antalya'dan geçerken insanların aklına ilk gelen yerlerden birisidir Aksu köfte- piyaz. Öylesine ün yapmış bir yer. Yol üzerinde bir sürü Köfte- Piyaz restoranı bulunmaktadır. Biz eşimle hep başka bir restorana giriyorduk bu sefer arkadaşlarımın önerisi ile ASLIM ŞİMŞEK KÖFTE'ye gidip yedik.

   Şahane bir lezzeti vardı. Yolunuz Antalya'ya düşerse ve karnınız acıkırsa eğer mutlaka uğramanız denemeniz gereken bir tat.

23 Mart 2016 Çarşamba

Bugün Kahvaltı...

   Günün en önemli öğünüdür "KAHVALTI". O yüzden en sağlıklı en kuvvetli besinleri tüketmemiz lazım. Hele bir de çalışıyorsanız.
    Tereyağına yumurta kırıp bana bana yemeye ben de bayılıyorum kesinlikle. Ama genelde bunu hafta sonu özel hazırladığım kahvaltılarda tercih ediyorum. O zaman benim için hem özel hem de güzel oluyor. Hafta içi ise genelde 1 dilim yağsız kızartılmış ekmek 1 adet haşlanmış yumurta ve kahvaltılıkları hızlıca yeyip işin yolunu tutuyorum. Fakat bu aralar tercih ettiğim special kahvaltım ise bu ;

Kesinlikle sizde denemelisiniz. Hem çok kolay hemde sağlıklı. Yoğurt, haşlanmış yumurta, yulaf ezmesi, taze meyve ve kuru yemiş ile tatlandırıp bol enerjili güzel bir kahvaltı yapabilirsiniz.

Herkese bol enerjili güzel günler diliyorum :) Bugün sizin gününüz olsun ;)

18 Mart 2016 Cuma

18 MART ÇANAKKALE GEÇİLMEZ !

   Çanakkale bizim kaderimizin belirlendiği önemli kan kokan şehir. Tamı tamına 101 sene olmuş. 1 asır böyle rahat özgürce yaşıyorsak bu önemli savaşlarımız sayesindedir. Binlerce askerimiz şehit ve gazi olmuş. Allah rahmet eylesin. Hepsini saygı ve sevgi ile anıyoruz.

   İlk defa Çanakkale'ye 5. sınıfta öğretmenim gezi ile götürmüştü. O zaman çok etkilenmiştim. Ve tekrar yolum Çanakkale'ye geçen sene 15 tatilde düştü. Ve gezerken şunu fark ettim aradan 11 sene geçmesine rağmen her yeri hatırlıyordum ve gariptir ki aynı oranda etkileniyorum.



  Aslında hepimizin bildiği nadir şehirlerden birisidir. Gitmesek de fotoğraflardan neredeyse her karesini bilmekteyiz. Ama ben yine de tanıtmak istiyorum bir kaç resimle anımsatmak istiyorum günün anlam ve önemine göre.


Hepimizin bildiği "DUR YOLCU" yazısı... Feribotla karşıya geçerken her kareden görünebilen bizim için anlam ve önemi büyük  o yazıyla başlamak istedim...


Burasıda Truva atı aslında orjinal değil merkezde bulunan bir modeli. 5. sınıfta gidip görmüştüm ama maalesef geçen sene nasip olmadı. Ama sizin vaktiniz varsa mutlaka uğrayın. 


Bu fotoğrafta Şehitlik abidesinden bir kare. Evet sizinde fark ettiğiniz gibi çok büyük çok heybetli bir abide. Şehitlerimizin döktüğü kanların emeklerin belki de milyonda biri belki de bu kadardır. İçeride Tavanında ise kocaman Türk bayrağı bulunmaktadır. Unutmayın İstikbal göklerdedir !



Ve son olarak belki de savaşın ne kadar zor bir savaş olduğunu anlatan bu fotoğraf... Metrekareye düşen mermi sayısı o kadar çokmuş ki mermiler havada çarpışıyormuş. İşte havada çarpışan mermilerden bir tanesi...


   Çok fazla fotoğraf çekmemişim. Çektiklerimin çoğunda da ailem bulunduğu için koymak istemedim açıkçası. Umarım gitmediyseniz en kısa zamanda Çanakkale'ye yolunuz düşer. Oranın havasını solumanızı isterim. Orada verilen mücadeleyi hepimizin öğrenmesi lazım ki Ülkemizin Şehitlerimizin kıymetini bilelim.  Yakın zamanda gerçekleşen Ankara terör saldırısında ölen vatandaşlarıma Allah'tan rahmet yakınlarına ise sabır diliyorum. Ülke olarak 1 asır öncede çok şehit verdik hala da veriyoruz. Şehit vermediğimiz mutlu huzurlu korkmadan yaşayacağımız günlerin en kısa zamanda gelmesi dileğiyle....







12 Mart 2016 Cumartesi

GÜNLERDEN BALIK GÜNLERDEN "MERCAN" :)


Kadınların en büyük sorunu olan bugün ne yapacağım sorusuna benim cevabım balık oldu. Başta hamsi, istavrit, çupraya niyetlenip Metro Alışveriş merkezine gittik. Oraya gidince kararımız değişip "Mercan balığı"na döndü.


  Evet tanıştırayım raftaki minnoş balığımız "Mercan" karşınızda :) Hemen temizletip eve geldik. Ben balığa bayılırım ama pişmemiş halini kafasını görünce kıyıp yiyemiyorum. O yüzden genelde eğer balık yiyorsak genelde eşim pişiriyor. Biz tost makinesinde pişirdik. Tost makinesi demir döküm çünkü her şey pişiyor. Kesinlikle tavsiye ederim. Her sabah yağsız ekmek kızartıyorum bayılarak yiyoruz. Bu da tost makinem Tefal'den.
Gelelim Mercan'cığımıza tadı çupradan daha güzeldi. Etide yumuşak. Hala favorim balıklardan " Kuzu Balığı" olsada Mercan'cığı da tatmanız lazım :) Biz afiyetle yedik. Bu da Minnoş Mercanın son hali ;


UNUTMAYIN HAFTADA EN AZ BİR GÜN BALIK YENİLMELİ 🙏🏼




9 Mart 2016 Çarşamba

TÜRK'ÜN KAHVESİ


  Günlük Türk kahvesi içen kişilerdenim desem yalan olur. Ama Türk kahvesine bayılırım desem yalan olmaz. Türk kahvesi deyip geçmeyelim lütfen bizim için sağlığımız için bir sürü yararı var. Gelin hemen muhabbeti uzatmadan yararlarına geçelim ;

  -  Çarşıda geziyorsun yavaş yavaş  karnınız acıkıyor sanki ama yemek yemeye daha çok mu var. Tabi ki de açken sen sen değilsen hemen en yakın kahveciye girip Türk kahvesi içersen yaklaşık 2 saat daha yemek yemeye bilirsin. Çünkü Türk kahvesi tok hissettirmektedir. En çok bunu yaşadığım için ilk bundan başlamak istedim.

 -    Kiloların ile başın dertteyse derdinin dermanı da tabi ki de Türk kahvesi. Yapılan araştırmalara göre Türk kahvesinin metabolizmayı hızlandırıldığı görülmüş. Süper değil mi? Hem keyif yaptırıyor hem de zayıflamana destekçin.

 -   Bayanlar sevdiğin kişi ailesiyle seni istemeye gelecek. E haliyle Türk kahvesi bizde adettendir. Ailelere normal damada özel spesiyal. Benim spesiyal kahvem eşim şekeri hiç sevmediği için 3-4 yemek kaşığı kadar şekerliydi. Bana göre bu özel spesiyal Türk kahvenizi ne kadar içerse sizin için o kadar çok zorluğa dayanır demektir. Bu bana göre tabi. Gördünüz mü Türk kahvesi aşkınızı da ölçtü sınadı.

 -  İştesin ya da sınava hazırlanıyorsun uykun yavaş yavaş geliyor aklına önce nescafe geliyor. Gelmesin kesinlikle Türk kahvesi Nescafeye oranla daha çabuk dikkatinizi toplatır, uykunuzu dağıtır, enerji verir. Bir deneyin derim.

 - İnstagram da fenomen olmak istiyorsun. Her bayan gibi şahane sunumlar hazırlayıp profilini güzelleştirmek istiyorsun. En büyük yardımcın olur Türk kahvesi. Her renge her ortama çokta güzel ayak uydurur. Bol beğeni garantili Türk kahvesi :)

 - Son olarak da geleceğini görür Türk kahvesi. İçersin tabağı kapatırsın 3 kere içeri çekirip içten döndürürsün ki içindekiler çıksın. Bakmayı bilen birisi varsa o bakar yoksa en güzel aplikasyon bana göre " DERYA ABLA" her fincana deva :) unutma Fala inanma falsızda kalma ;)


Türk'ün gücü heryerde. Baksanıza kahvesinde bile neler neler oluyor. Türk kahvesi içmeniz için alın size bir sürü sebep eminim daha benim unutup aklıma gelmeyenlerde vardır. Eklemek isterseniz yazabilirsiniz ;)


Yolunuz eğer Alanya'ya düşerse Bi Kafe beğenebileceğiniz şahane sunumları olan bir mekan kesinlikle tavsiye ederim. Türk kahvesi de başarılıdır.


28 Şubat 2016 Pazar

Vazgeçilmezimizsin "TON BALIKLI SALATA ! "

 Bazen sağlıklı yiyecek bulmakta zorlanıyorum. Buz dolabının kapağını açıyorum bakıyorum hiç bir şey bulamadan buzdolabının kapak açık uyarı sesini duyunca kapatıyorum. Gidip oturup ne yapacağım bunalıma giriyorum. İşte böyle zamanların kurtarıcısı bizim evde SALATA. Salata olmasa ne yapardım bilmiyorum.
  Salata yaptığım günler bizim için klasik ya dizi ya da film günü olup ekstra birde eğlence buluyoruz kendimize. Resimdeki gibi salatadan 2 tane yapıyorum birisi eşime birisi de bana, alıyorum elimize oturuyoruz koltuğumuza açıyoruz filmimizi salatamızı yerken keyif ile izliyoruz. Tavsiye ediyorum kesinlikle. Eğlenirken doyuyorsunuz. Çok yorucu da olmuyor bayanlar :)
  Salata deyip geçmemekte lazım tabi ki de bir iki küçük püf noktaları her yemeğin olduğun gibi salatanın da var. Nasıl bir cümle kurmuşum öyle :) Hemen salata mı ve püf noktaları paylaşayım sizinle;


MALZEMELER:

+Marul
+Domates
+Salatalık
+Havuç
+Turp 
+Dere otu
+Mısır
+Ton balığı 
+Limon

   Bunlar benim tercih ettiğim salata malzemelerim. Siz başka sağlıklı salata malzemeleri ekleyebilirsiniz. Mesela maydonos gibi ben sevmedim sevmeyeceğim o da eminim beni sevmiyordur:) 
   Gelelim püf noktalara ;

PÜF NOKTASI 1:  

   İlk püf noktamız kırmızı lahana ile ilgiliydi. Ben kırmızı lahana turşusuna bayılıyorum pek beceremesem de. Ve salatada bu tadı elde edip o kırmızı lahananın sert tadını da yumuşatmak için kırmızı lahanayı ayrı bir kapta doğrayıp tuz ile yoğuruyorum bir 5 dakika kadar. Böylelikle yumuşuyor o çok sertliği gidiyor. Tavsiye ederim.

PÜF NOKTASI 2 :

  Sıradaki püf noktası da mısır ile ilgili. Mısır aşığı birisi olarak konserve mısırları çok sevmiyorum açıkçası. Her zaman için kendi hazırladığınız kendi yaptığınız en sağlıklısıdır. Mısır zamanı her hafta bol bol mısır alıyorum. Düdüklü de haşlayıp bir kısmını yiyerek geri kalan kısmını elimle tek tek ayırıp poşetleyip buzluğa attım. Çeşitli salatalarda kullanıyorum. Buzluktan çıkarıyorum suya tutuyorum 5-10 dakika içinde kullanılabilecek duruma geliyor. Sizi çok yormuyor ve birde en doğalı en sağlıklısı oluyor :)

PÜF NOKTASI 3 :

  Son püf noktamızda salata sosu, baharatları... Kesinlikle metabolizma hızlandırıcı sızma zeytinyağı kullanmalısınız, limon suyu faydasını ise herkes biliyordur artık. Tuz istiyorsanız kullanın ama ben kullanmaktan yana değilim açıkçası. Karabiber gibi sevdiğiniz baharatlardan birer tutam da atmak sizin tercihiniz olur :)

   Derken ton balıklı salatamız hazır. Ha birde ton balığını alırken mutlaka değerlerini yağını, protein miktarını inceleyin ki daha sağlıklı olsun. Sağlıklı bir hayat bir vücut istiyorsanız kesinlikle bunu yapmalısınız. Değişimi kısa zamanda hissedeceksinizdir.
   Afiyet olsun :)



26 Şubat 2016 Cuma

ELMALI TURTA

   Biliyorum biliyorum sağlıklı yemekler, yiyecekler paylaşmak istiyorum. Ama yeni başladığım için ufak bir yaramazlıkla başlamak istiyorum. İlk tarifimin sağlıklı olduğunu düşünmüyorum açıkçası çünkü. Ama tadı enfes. Bir yerde okumuştum tadı güzel olan çoğu şeyde sağlıksızdır. Mesela şeker zararlı diye onca çayı kahvemi şekersiz içerken bu turtaya toplamda 1 buçuk bardak şeker atıyoruz. Bu resmen intihar benim için. 7 buçuk aylık evliyim daha ilk defa turta yaptığım içinde içim rahat aslında :)
  Bence de bu kadar konuşmak yeter sizinle paylaşayım bakalım beğenecek misiniz turta mı ? Beğenirseniz söylemekten çekinmeyin olur mu :)

  Bu da turtamız beğenenler için tarifide yazıyorum ;

Malzemeler

+250 gram margarin
+1 su bardağı şeker
+2 adet yumurta
+1 çay bardağı süt
+1 paket vanilya
+1 paket kabartma tozu
+ Aldığı kadar un

İÇİ İÇİN ;

+3 Elma
+7-8 yemek kaşığı şeker
+ tarçın
+ceviz 

YAPILIŞI;

Öncelikle iç harcı hazırlamayı tercih ettim. Elmaları rendeleyip diğer malzemeleri de karıştırıp ocakta bir 15- 20 dakika pişiriyoruz. Bir yandan da margarini erittim. Eriyen margarini karıştırma kabına aldım şekeri yumurtayı sütü atıp çırptım. Malzemeler tamamen karıştıktan sonra unu kabartma tozu ve vanilyayı atıp kıvam vermeye başladım. Hani hep derler ya kulak memesi kıvamı diye bana çok garip gelmiştir. Bana göre yapacaksanız eğer artık elinize yapışmıyor şekil verilebilecek kıvama geldiyse olmuştur demektir. Her şey hazırsa önce fırın kalıbı sıvı yağ ile yağladım. 1 avuç kadar hamuru ayırıp geri kalanını fırın kalıbının kenarlardan taşacak derecede yaydım. Daha sonra elmalı harcımı kalıba yaydım. Ayırdığım hamuru da sepet örgüsü gibi üstünü süsleyerek turtamı tamamladım. 180 derece fırında yaklaşık bir 45-50 dakika pişirdim ama pişme süresi fırına göre değişebilir siz yine ara ara kontrol etmeyi unutmayın afiyet olsun :)

Kalıbımda Tantitoni'den alınmıştır  :)


25 Şubat 2016 Perşembe

Kaş 2015...

 Kaş güzel kaş... 2015 ağustosta düğünden sonra arkadaşlarımızı alıp 4 kişi yola çıktık. Planımız plansızlıktı. Tek planımız eğlenmek gezmekti. İlk durağımızda benim isteğim ve  merakım üzerine Kaş'tı. Yolda Kaş'ta kalınacak yerlere baktık ama işte bu şahane bir yer diyeceğimiz bir yer olmadı açıkçası 1-2 yer olabilir dedik. 2-3 saat yol sonrası Kaş'a geldik... Kalabilecek yer var mı önce bir gezelim bakalım dedik ama şaka gibiydi 5 dakika içinde cadde bitti. Kaç yere sorduk hiç yer yoktu. O an plansızlığın ne kadar güzel olduğunu anladık. Derken çokta iyi olmayan bir yerde kaldık yer olmadığı için çoğu yerde. Sadece 1 gün kalmak zorunda kaldık. Şuan fotoğraflara baktım çok fazla fotoğraf çekmemişiz ama çektiklerimizi sizinle paylaşmak istiyorum. Bilgilendirmek içinde ilk 2 fotoğrafı malesef Google amcadan aldım .
  İlk yaptığımız hazırlanıp denize gitmek oldu. Kaldığımız yer bizi sahile arabayla götürdü. Merdivenlerden inin sahil orada dedi. İndik ve tek yaptığımız gülmek oldu. Bizi küçük çakıla götürmüş. yüzme bilmeyen kişilerin kesinlikle Küçük çakıla gitmelerini tavsiye etmem. Fotoğrafa bakınca sizde anlayacaksınız;

   Evet evet sahil sadece bu kadar biraz yüzünce deniz genişliyor orada yüzüyor herkes genelde ama dediğim gibi yüzme bilmeyen kişiler bence bu sahili tercih etmemeli kesinlikle :)

  


   Burası da akşam sokaklarında dolandıktan sonra oturup bir şeyler içtiğimiz yer; Blue Bar. Tavsiye ediyorum kesinlikle güzel bir mekandı. Ayrıca akşam Kaş'ın sokakları, mekanları, satış yapanları görülmeye değecek güzellikte.
   Bir diğer güzellik ise ilk tanıştığımız ''Buzlu Badem''. Hiç bu kadar güzel tadı olabileceğini tahmin etmiyordum. Kabuğunu çıkarmanız gerekiyor. Ben kabuğunu çıkarmayı çok beceremedim bir yerinden bastırmanız gerekiyordu bunun içinde çözümüm Eşimin güçlü elleri oldu :)  Kesinlikle denemelisiniz. Şuan olsa oturup 1 kilo yiyebilirim.

  Kaş bana göre gidilip görülmesi gereken ama gezilip görülecek çok yer isteyen kişiler tarafından 1-2 günlük ziyarette bulunması gerektiğini ama başımı dinleyeyim huzuru bulayım derseniz bu süre çok daha uzun olabileceğini düşünüyorum. Ben gittiğimde çok mutlu oldum. Güzel sokakları ve mekanları var. 
   Derken bizim Kaş maceramız bitti ve yine yollara düştük. Kaştan bizde kalan fotoğraflarımızı da paylaşmak istiyorum;





21 Şubat 2016 Pazar

küçük şeyler büyük mutluluklar 💝

   Öğretmenlikte yeni sistem olan stajyer öğretmenlik bana vurdu. Benim için iyi oldu eşimden evimden ayrılmadım  ama bu seferde eve kapandım 2 haftadır. Sıkıntıdan kendimi sosyal paylaşımlara verdim. Mesela bu Blogger olayı gibi. Ha birde İnstagram. Yoksa siz hala takip etmiyor musunuz beni ? Çok ayıp hemen takibe başlayın bence ➡️➡️ hesabım: mcdrgn . Şimdiden teşekkür ederim 😀
   Sıkıntıdan evde vakit geçirmek için Elele dergisi almıştım. Kahvaltıda okuyacaktım fotoğraf çekesim geldi ve çekip paylaştım. Dergiyide etiketlemiştim hiç bir şey düşünmeden. Ve bu sabah bir baktım ki Elele dergisi fotoğrafımı repost yapmış. Koltuktan kalkacak halim yokken evden çıktım arabaya gittim ve geri geldim düşünün artık mutluluğumu. Mutluluk ufak şeylerle bittiği gibi çok minik şeylerlede tavan yapabiliyor. Herkes mutlu olsun inşallah. 
   Küçük şeyler büyük mutluluklar. İyi pazarlar 💐
 



   Bu da paylaşılan fotoğrafım mutlu eden Elele dergisine teşekkür ederim  💝💝😜

19 Şubat 2016 Cuma

Yazar olmak dönemsel milli hayalimizdir ...

   Hepimizin hayali değil midir gerçekten? Özellikle ortaokul lise çağlarında. Ben çok iyi hatırlıyorum ne şiirler yazardım sanırsınız bir Aziz Nesin, bir Nazım Hikmet'im gibi gezerdim ortalıkta. Gerçekte olan ise sonunda biraz kafiye,  2-3 dörtlük olmuş birde altına adım yazılmış şiir değil şiirimsi olmaya aday adayı 😀
   Şiir neyse ya o kitap yazma çabalarına ne denilmeli? Yazılan basit hikaye ama bunuda sanırsınız ki yazılanlar bir Tutunamayanlar kalınlığında kitap. Kitap denemeleri de başarısız bu da olmadı. 
   Üniversiteye başlayınca benim hiç vaktim olmadı belki de o yüzden bir şair bir yazar olamamışımdır. Farkındaysanız hala içimde bir cevher var da çıkaramıyormuşum havalarındayım. Kendim bile inanmadım sizinle paylaşmak içinde silmedim kendimi eleştirdim. Acaba eleştirmen mi olsam ? Bak bunu hiç düşünmemiştim.
    O bu değil de beni tanıyanlar bilir aslında ben konuşmayı çok seven çok becerebilen birisi değilim (nazımın geçtiği kişiler hariç ). Konuşmak çok zor bir şey bence en basit bir cümleden ne arkadaşlıklar ne akrabalıklar bitebiliyor. Belki bu yüzdendir suskunluğum. Konuşmayı sanat sayıyorum az konuşmayı düşünerek konuşmayı tercih ediyorum. Bence bunu bazı insanlarda denemeli. Herkes bir sanatçı değil. 
   Bir şair, yazar,eleştirmen değilim konuşmayı sanat sayıyorum peki iyi bir Blogger olabilecek miyim? Bakalım zaman bizi nerelere savuracak ...

   Peki sizin içinizdeki yazarlıktan ➡️➡️⬇️⬇️
 ❓❓❓❓



17 Şubat 2016 Çarşamba

Tarih kokan İstanbul ...

   Merhaba bloggerlık. Umarım kısa soluklu olmazsın.
   Bu ilk yazımı İstanbul'la başlamak istedim. Bu yıl yoğun bir 15 tatil geçirdik eşimle. Ailelerimiz ve biz çok uzak şehirlerdeyiz malesef. Bizim 2. durağımızdı İstanbul. Büyülü İstanbul...
   Öncelikle aile ziyaretlerimiz vardı daha sonrada sıra gezmeye geldi. İlk gün Akasya avm'ye gittik. Alanya'ya gelen ve yaşayanlar iyi bilir. Alanya'nın öyle büyük bir avmsi vardır ki içinde toplamda 3 mağaza vardır o derece büyük. Alanyumdan sonra Akasya avm çooook büyüktü fakat kapalı alana alışkın olmadığımız için 1. mağazadan sonra bütün enerjimiz bitti kendimizi hemen kahve içmeye attık. Kahve içmeseydik kendimize gelemezdik sanırım. Neyse günümüzü avmde bitirdik çünkü gitmesi gelmesi trafiği zaten 3 saat diyebiliriz.
    Daha sonraki gün ise öylesine güzeldi ki... İlk durağımız Şahane ''KARAKÖY''dü...


  Bu tarz şahane grafitilerle dolu şahane sokakları vardı.Bol bol resim çektik çekindik. Hala instagrama fotoğraf koymayı düşündüğüm an aklıma ilk Karaköy fotoğrafları geliyor. mekanlarda çok güzeldi. Ordan da galata kulesine geçip yolumuza devam ettik.
 Günün yeni durağı ise ''SARIYER'' sahiliydi. Güzel bir yürüyüş ile burda da boğaz kokusunu doya doya içimize çektik. Ve tabiki bol bol fotoğraf 3. köprü eşliğinde...
Buda AŞK ile 3. köprü hatırası :)

 Ve malesef balık ekmeğimizi yiyerek yine 148763 saat süren yoğun trafik ile günü sonlandırdık. İstanbul için ayrılan günde bitti böylelikle. 
  Her yerinde tarih kokan koca şehir İstanbul... Seninle  tatillerde vakit geçirmek, eğlenmek çok güzel ama yaşamakta bir o kadar zor bence... Büyüksün iyisin hoşsun da niye bu kadar kalabalıksın ?
  Yeni bir tatilde görüşmek dileğiyle...